Nevra UÇKAÇ-Mehmet KILINÇ/ İZMİR, (DHA)- EGE Sanayicileri ve İşinsanları Derneği’nin (ESİAD) Savunma ve Havacılık Sanayi temasıyla düzenlediği 4’üncü Yatırım Zirvesi’nde konuşan ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, Türkiye’nin dünyanın en çok savunma harcaması yapan 17’nci ülkesi olduğunu belirterek “Zirvemizin ana teması İzmir ve bölgemiz açısından ayrı bir anlam taşıyor. Şehrimiz sanayi ve lojistik alanında güçlü merkezlerden biri. Organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler, üniversiteler ve teknoparklar, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi, Ar-Ge kapasitesi, yetişmiş insan kaynağı ile savunma ve havacılık eko-sisteminde güçlü bir potansiyele sahip” dedi.
ESİAD’ın Savunma ve Havacılık Sanayi ana temasıyla düzenlediği 4. Yatırım Zirvesi’ne iş dünyasından çok sayıda temsilci katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, gönüllü bir iş dünyası sivil toplum kuruluşu olarak Türkiye’nin rekabet gücünü artırma hedefiyle çalıştıklarını belirtti. Çift kutuplu dünyadan tek kutuplu dünyaya geçişin ardından çok eksenli bir dünyaya evrildiklerine dikkat çeken Zorlu, Türkiye’nin Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika arasında bir istikrar unsuru olduğunun altını çizdi. Uluslararası rekabet gücünü artırmak için yeni projeler geliştirmek ve yeni pazarlara açılmak zorunda olduklarını hatırlatan Zorlu, “Bu yolda finansmana erişim ve öngörülebilirlik başlıca sorunlarımız. ESİAD Yatırım Zirvesi’ni başlatmamızdaki temel motivasyon yatırımcılarla finansman arasında bir köprü oluşturabilmek adına dört yıl önce bu yola çıktık. Finansmana erişim, şirket satın alma, birleşme, halka arzlar, sermaye piyasası olanakları, alternatif finansman ve fonlar gibi konularla ilgilenmiştik” ifadelerini kullandı.
‘DEĞER ZİNCİRİNDE YER ALMAYA DAVET EDİYORUZ’
Zorlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İkinci yıldan itibaren stratejik alanlarda oturumlar açmaya başladık. Gayrimenkul ve inşaat yatırımlarının ardından geçtiğimiz yıl sadece İzmir ve bölgemiz için değil, Türkiye ekonomisinin büyümesinde dönüştürücü ve çarpan etkisiyle otomotiv ve elektrikli araç yatırımlarını ele aldık. Bu yılki zirvemizin ana temasını ise tüm dünyada giderek artan öneme sahip, savunma ve havacılık sanayii olarak belirledik. Türkiye’nin büyümesinin lokomotifi haline gelen bir sektör. Jeopolitik ve stratejik olarak da çok önemli. Tedarikin yurt içinden temin edilmesi ve yurt hattına yayılması Savunma Sanayi Başkanlığımızın da hedefleri arasında. Üyelerimizi ve tedarikçileri bu değer zincirinde yer almaya davet ediyoruz.”
‘DÜNYA SAVUNMA HARCAMALARI 2,72 TRİLYON DOLAR’
Savunma ve havacılığın geleceğin teknolojilerinin başında geldiğini vurgulayan Zorlu, “2024 yılında dünya savunma harcamaları 2,72 trilyon dolar ile rekor kırdı. Trump’ın baskısıyla NATO liderlerinin, 2035 yılına kadar savunma harcamalarını artırma konusunda anlaşmaları, uluslararası gündeme damgasını vurdu. Bu çerçevede, Avrupa Birliği 150 milyar avroluk savunma planını resmen başlattı. Türkiye ise dünyanın en çok savunma harcaması yapan 17’nci ülkesi. Geçtiğimiz yıl savunma ve güvenlik harcamaları 25 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. 2028’e kadar 49 milyar dolara çıkması planlanıyor. Zirvemizin ana teması İzmir ve bölgemiz açısından ayrı bir anlam taşıyor. Şehrimiz sanayi ve lojistik alanında güçlü merkezlerden biri. Organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler, üniversiteler ve teknoparklar, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi, Ar-Ge kapasitesi, yetişmiş insan kaynağı ile savunma ve havacılık eko-sisteminde güçlü bir potansiyele sahip. Bu konu, yalnızca büyük şirketlerin değil aynı zamanda KOBİ’lerin, start-up’ların ve yan sanayiinin de değer zincirine katılabildiği bir alan açıyor. Öte yandan savunma yatırımlarının sürdürülebilirliği, farklı coğrafyalardaki kümelenmelerden geçiyor” açıklamalarında bulundu.
‘2024’TE İŞLEM HACMİNDE ARTIŞ’
Hem küresel gelişmeleri iş dünyasının gündemine taşımak hem de bölgenin bu alanda nasıl daha güçlü bir oyuncu olabileceğini göstermek istediklerini kaydeden Zorlu, zirvenin ana omurgasını ise her yıl olduğu gibi birleşme ve satın almalar, sermaye piyasası işlemleri, halka arz ve alternatif finansman imkanlarının oluşturduğunu söyledi. Zorlu, “Birleşme ve satın almalar 2024’te hem Türkiye’de hem dünyada aynı eğilimi gösterdi. İşlem adedi azalırken işlem hacminde kayda değer bir artış oldu. Ülkemizde toplam işlem hacmi 10 milyar doları geçti. Halka arzlarda ise bir azalma meydana geldi. 2024 yılında halka arz hacmi, yüzde 25 azaldı. Halka arz olan şirket sayısı 34 oldu. Pek çok şirketin halka arz için sırada olması ise piyasalar için umut verici” dedi.
‘GÜVEN VE ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK KAÇINILMAZ’
Güven ve öngörülebilirliğe dikkati çeken Zorlu, “Ülkemizdeki ekonomik duruma baktığımızda, enflasyonist bir ortamda, şirketlerin finansmana erişim ve yüksek maliyetlerle mücadelesi sürüyor. Türkiye’ye doğrudan yatırımları çekebilmek, ekonomi, sanayi, rekabet gücü ve gelişmişlik endekslerini istenen seviyelere çıkarabilmek için güven ve öngörülebilirlik kaçınılmaz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ve Yatırım ve Finans Ofisi Başkanlığı’nın zirveye destek verdiğinin altını çizen Zorlu, Savunma Sanayii Başkanlığı Sanayileşme Daire Başkanı Murat Çizgel, Kale Grubu Başkanvekili ve aynı zamanda Ege Serbest Bölgesi’nde yer alan Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Osman Okyay’ın konuşmalarıyla zirveye değer katacağını dile getirdi.
‘OYUNUN PAYDAŞLARINI BİR ARAYA TOPLUYORUZ’
ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Bülent Akgerman da konuşmasında dünyanın son yüzyılın en çalkantılı dönemlerinden geçtiğini belirterek pandeminin yarattığı travmanın ardından küresel tedarik zincirlerinde kırılmalar, savaşların açtığı yaralar, iklim krizinin baskısı ve büyük güçler arasındaki teknoloji rekabetinin buna örnek gösterilebileceğini ifade etti. Büyük krizlerin büyük dönüşümlerin habercisi olduğunu da dile getiren Akgerman, “Bugün küresel ekonominin kalbinde yeni bir denge arayışı var. Tedarik zincirleri yeniden kurgulanıyor, enerji güvenliği stratejilerin merkezinde yer alıyor, dijitalleşme artık bir tercih değil, varlık meselesi haline geliyor. Türkiye, bu dalgaların tam ortasında yol almaya çalışıyor. Enflasyonla mücadelenin, finansal istikrar arayışının ve büyüme hedeflerinin kesiştiği bir noktadayız” dedi.
‘YATIRIM YAPMAK İSTEYENLERE İLHAM VERECEK’
Akgerman, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Güçlü bir Türkiye ancak güçlü bir ekonomiyle, inovasyonla ve girişimcilikle mümkün olur. ESİAD olarak ‘Türkiye nasıl daha rekabetçi olur, nasıl daha çok yatırım çeker?’ noktasına odaklanıyoruz. Yatırım zirvemiz, bu sorulara yanıt aradığımız ortak akıl platformudur. Kendi teknolojilerini yaratan ülkeler dünyanın geleceğini değiştirebilir. Türkiye bu alanda hızlı yol alıyor. Son birkaç senede geleceğin ne kadar hızlı dönüşeceğini anlayabiliriz. Gelişmiş batı ülkelerinin gerisinde kalmaktan kurtuluyoruz. Yatırımı destekleyebilmek, bir vizyon çizebilmek ve bu oyunun paydaşlarını bir araya toplamak bizi gururlandırıyor. Bu zirve ile mevcut yatırımcılar ve potansiyel yatırımcıları bir araya getiriyoruz. Bu sektörde kendini ispat etmiş şirketler ve kişiler panellerde yatırım yapmak isteyenlere ilham verecek.”
‘YERLİ VE MİLLİ SAVUNMA SANAYİSİNDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK’
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı Sanayileşme Daire Başkanı Murat Çizgel ise konuşmasında Türk savunma sanayisinin son 20 yılda büyük değer kazandığını söyleyerek yerli ve milli bir savunma sanayisinin olmazsa olmaz olduğunun altını çizdi. Savunma sanayisinin milli ve yerli olması için bazı vakıf şirketleri kurulduğunu anlatan Çizgel, “Özel bir kanunla savunma sanayi müsteşarlığı kuruldu. Yabancıya iş verdik. Şirketlerimizi çalıştırdık. 2004 yılında belli bir noktaya gelindiği için siyasi iradeyle beraber dışarıdan aldığımız her ürünü yapmaya başladık. Öncesindeki 30 yıllık eğitim ve bilgi transferleri buna zemin hazırladı. Yaklaşık 20 yılı aşan bu süreçte her platformu yerli yapabiliyoruz. Hava, kara ve denizde tüm ürünleri yerli yapabilecek seviyeye geldik. Yerli ve milli bir savunma sanayimizin olması önümüze başka bir vizyon koyuyor. Küresel rekabetçilerimiz var. 50 yıl sonunda da yerli ve milli olmanız için sürdürülebilirlik kavramı öne çıkıyor. Savunma sanayisinde beka meselesi çok önemli. Ne kadar geniş bir ekosisteme sahipseniz sürdürülebilirliğiniz gerçekçi olur. Ekosistemi geliştirmemiz uzun vadede savunma ve havacılığın sürdürülebilirliğin sağlanması anlamına gelir. Sanayicilerimizin bizlerle entegre olup ürün üretmesi ve teknolojiyi bizlerle paylaşması savunma sanayimizin milliliğinin devamını sağlayacak” dedi.
‘DÜNYANIN 11’İNCİ SAVUNMA SANAYİ İHRACATÇISIYIZ’
Kale Grubu Başkan Vekili Osman Okyay da savunma sanayinde 35 yıla yakın tecrübesi olduğunu hatırlatarak “2000’li yılların başından itibaren Türk savunma sanayisi kendi ürünlerini üretmeye başladı. Bugün dünyanın 11’inci savunma sanayi ihracatçısıyız. Geçen sene 7,2 milyar dolar ile kapadık ihracatta. Bu sene 10 milyar doları hedefliyoruz. Dünya savunma sanayisinde hızla ihracatçı ülkeler sıralamasında yukarı çıkıyoruz. Son ürünü yapabilmek büyük başarı ama alt bileşenleri de üretmek gerekiyor. Türk savunma sanayi Avrupa Birliği ülkeleri ile kıyaslandığında geldiği noktayı gördüm. Savunma sanayi bir gecede olmuyor. Büyük yatırım gerekiyor. Uzun bir süreye ihtiyaç oluyor. Türkiye önemli bir pozisyonda” diye konuştu.
Zirve, çok sayıda konuşmacının yaptığı sunumlarla devam ediyor.