Fırat AKAY/ MUĞLA, (DHA)- MUĞLA’nın Milas ilçesinde bir araya gelen bölge halkı, ‘Zeytin de bizim kömür de bizim, zeytini işleyen biziz kömürü çıkaran biziz, zeytin ve madencilik birlikte mümkün’ yazılı pankart açtı. Karacaağaç Muhtarı Dursun Uysal, “Maden de bizim zeytin de bizim. İkisi birlikte Milas’ta 40 yıldır mümkündü, şimdi de mümkün” dedi.
Milas ilçesi Kalemköy Mahallesi’nde milas ve çevredeki kırsal mahallelerden muhtarlar ve bölge halkı bir araya geldi. Özellikle son dönemde maden sahaları ve zeytinliklerle ilgili gündemde yer alan tartışmalara yönelik gerçekleştirilen buluşmada mahalleliler ‘Zeytin de bizim kömür de bizim, zeytini işleyen biziz kömürü çıkaran biziz, zeytin ve madencilik birlikte mümkün’ yazılı pankart açtı. 20 muhtar ile çok sayıda mahalle halkının bir araya geldiği buluşmada bölge halkı kendileri hakkında yapılan olumsuz yorumlara da tepki gösterdi. Bölge halkı adına açıklama yapan Karacaağaç Muhtarı Dursun Uysal, bölge dışından yapılan yorumların gerçeği yansıtmadığını ve madencilik ile tarımın Milas’ta yıllardır birlikte sürdürüldüğünü vurguladı.
‘BİZİ KİMSE DOĞA DÜŞMANI GÖSTEREMEZ’
Uysal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün burada bir süredir üzerinde herkesin konuştuğu ama dönüp de ‘Bölgede yaşayan insanlar ne diyor?’ diye sormadıkları maden yasası ile ilgili sesimizi duyurmak için bir araya geldik. Bölgemiz üzerinde yapılan haksız yorumlar ve eksik bilgiler karşısında sesimizi duyurmak, gerçekleri anlatmak için toplandık. Geçtiğimiz hafta bunun için bölge muhtarları olarak Ankara’ya Meclis’e de gittik. Orada yaptığımız görüşmelerde bölgenin gerçeklerini anlattık; bölge insanın ihtiyaçlarından bahsettik. Bizler kömürün çıkmasını, santrallerin çalışmasını istiyoruz. Santraller bizim ekmek kapımız. Köylerden yüzlerce insan santralde çalışıyor. Bu meydanda 20 köyden insan var. Biz, Ankara’da toplanmadık. Milas’ta zeytin ağaçlarımızın altında toplandık. Zeytini buradaki insanlardan daha iyi kimse bilemez. Bizleri doğa düşmanı gibi göstermek istiyorlar. Bizler doğa düşmanı değiliz. Zeytini işleyen de biziz kömürü çıkaran da biziz. ‘Santral çevresinde hava kirliliği var’, ‘Kanser vakaları arttı’, ‘Zeytin taşınmaz’, ’40 köy yok olacak’ diyorlar. Hepsi yalan. Santraller buraya dün kurulmadı. Biz 40 yıldır santrallerle iç içe yaşıyoruz. Bundan sonra da yaşamaya devam edeceğiz.”
‘HEM TARIMI HEM MANDECİLİĞİ BİRLİKTE YAŞATTIK’
Mutlaka üzerinde durulması gereken bir konu olduğunu söyleyen Uysal, “Madem ’40 köy madenden dolayı yok olacak’ deniyor, peki nerede bu köylerin muhtarları? 40 köy demek, ortalama 300 kişiden hesaplarsak yaklaşık 12 bin insan demek. O halde bu binlerce insan nerede? Neden kimse çıkıp bir şey söylemiyor? Çünkü bu iddia doğru değil. Bugüne kadar sadece bir muhtar ’40 köy yok olacak’ şeklinde açıklama yaptı. Ancak hepimiz biliyoruz ki bu kişi gerçeği söylemiyor. O bölgede yaşayan biz muhtarlar olarak söylüyoruz: Böyle bir durum yok. Bizler, maden sahasının çevresinde yer alan tüm köylerin muhtarları olarak buradayız. Bölgedeki gerçek durumu en iyi biz biliyoruz. Ne köylerimiz yok oluyor ne de insanların evleri ellerinden alınıyor. Eğer kömür çıkmazsa santraller kapanacak ve binlerce insan; yüzlerce aile işsiz, ekmeksiz kalacak. İşte bizim basit gerçeğimiz bu. Kömür çıkmaz, santraller kapanırsa o zaman ’40 köy yok olacak’ diyebiliriz. Milas, sadece zeytiniyle değil, yer altı zenginlikleriyle, kömürüyle, emeğiyle ve çalışkan insanıyla bilinir. Biz bu topraklarda 40 yıldır hem tarımı hem madenciliği birlikte yaşattık. Maden de bizim zeytin de bizim. Kimse bize bunu birbirine düşman gibi göstermesin” açıklamalarında bulundu.
‘MİLAS’TA YAKLAŞIK 700 BİN AĞAÇ DİKİLDİ’
Taşınan zeytin ağaçlarının yerinde ürün verdiğine de değinen Uysal, “Zeytin ağaçları bizim göz bebeğimizdir. Düğünümüzde, doğumda, bayramda soframızı süsleyen, yağını çıkarıp çocuklarımıza miras bıraktığımız bir ağaçtır. Bugüne kadar nasıl kıymet verdiysek, bundan sonra da sahip çıkmaya devam edeceğiz. Ama madencilik de bu bölgenin bir gerçeği. Biz burada sadece enerji üretmiyoruz; ekmek kapısı açıyoruz. Bugün yüzlerce aile bu işten geçimini sağlıyor, çocuklarını okutuyor. Santral ve maden sahalarında bugüne kadar Milas’ta yaklaşık 700 bin ağaç dikildi. Taşınan zeytin ağaçları yerlerinde ürün vermeye başladı. Görmek isteyen herkesi bu ağaçların olduğu yerlere götürebiliriz. Milas’ta madenle tarım yan yana yürür. Dün yürüdü, bugün de yürüyor. Yeter ki iş düzgün yapılsın, köylünün hakkı yenmesin, doğaya saygı duyulsun. Biz de bunun takipçisiyiz. Enerjimizle, zeytinimizle, toprağımızla, doğamızla biz buradayız. Herkese kapımız açık. Buralar hep yörük köyüdür. Buyurun gelin misafirimiz olun bizi dinleyin. Biz size yaşadıklarımızı anlatalım. Milas’ın geleceği için el birliğiyle, akıl birliğiyle çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.