Fırat AKAY/BODRUM (Muğla), (DHA)-MUĞLA’nın dünyaca ünlü turistik ilçesi Bodrum’un en ikonik yapılarından biri olan tarihi yel değirmenleri, bakımsızlık ve yılların getirdiği yıpranmışlık nedeniyle yok olma tehdidiyle karşı karşıya. Yıkılma tehlikesine rağmen turistlerin içine girerek fotoğraf çektiği yel değirmenlerinin duvarlarına sprey boyayla yazılar yazıldığı, etrafına da çöpler atıldığı görüldü.
Bardakçı Koyu ile Gümbet arasında, 18’inci yüzyılda inşa edildiği tahmin edilen 8 yel değirmeni, uzun süredir kaderine terk edilmiş durumda. Değirmenlerin taş duvarları, sprey boyalarla yapılan karalamalar ve yazılarla tahrip edildiği görüldü. Bakımsızlıktan dolayı harap hale gelen değirmenlerin son dönemde Ege Denizi Santoroni Adası yakınlarında yoğunlaşan deprem fırtınası nedeniyle daha da zarar görebileceği endişe yaratıyor. Herhangi bir güvenlik önlemi bulunmayan bölgede yerli ve yabancı turistler, yıkılma tehlikesi taşıyan değirmenlerin içine girerek fotoğraf çekiyor kimileriyse içki şişeleri ve çöplerini bırakarak kirliliğe neden oluyor.
‘DEPREMLER BU TÜR YAPILARI DAHA ÇOK TEHDİT EDER HALE GELİYOR’
Bodrum Kent Konseyi Başkanı Gamze Türk Oğuz, “Bodrum’da yel değirmenlerinin olduğu yer, çok özel bir yer. Eskiden Bodrum yaşamının en faal yerlerinden biri çünkü o zaman tarıma dayalı kırsal bir yaşam var. İnsanlar burada buğdaylarını getiriyorlar, un elde etmek üzere buğday değirmenlerini kullanıyorlar. Ne zaman ki endüstri gelişiyor bu yapılarda terk edilmeye başlanıyor. Terk edildikten sonra kendi içinde yavaş yavaş yıkıma uğruyor. Her türlü yapı için başına gelebilecek en kötü şeyin terk edilmek olduğunu biliyoruz. İçinde yaşam olmayan yapı zaman içerisinde, gerekli düzenli bakımları yapılmadığı zaman ilk başta çatısı göçmeye başlıyor, çatısı göçünce beden duvarları ortaya çıkıyor. Beden duvarları yıpranmaya başlıyor onlar kısmen yıkılmaya başlıyor. Yaşadığı rüzgar, yağmur ve hava koşullarıyla o yıkım süreci gittikçe hızlanıyor. Kaldı ki Bodrum 1’inci derece deprem bölgesi, bizim hissettiğimiz veya hissetmediğimiz gün içerisinde depremler oluyor. Depremler bu tür yapıları daha çok tehdit eder hale geliyor. Bu tahribat gittikçe hızlanıyor” dedi.
‘BÜTÜNCÜL BİR PROJE OLMAK ZORUNDA’
Bodrum Koruma Amaçlı İmar Planı’nda ‘Kentsel Tasarım Alanları (KTA)’ denilen alanlar olduğuna dikkat çeken Oğuz, “O KTA alanlarından Bodrum Koruma Amaçlı İmar Planı’nda 12 tane var. Bunlardan bir tanesi de değirmenler. Burası ve bütün değirmenler, kültür varlığı olarak tescilli yapılar dolayısıyla burada yapılacak herhangi bir proje, Muğla Kültür Varlıklıları Koruma Bölge Kurulu’ndan onaylanması gerekiyor. Planda şöyle bir durum var, bu KTA alanında yapılacak proje tekil münferit projelerden oluşamaz, bütüncül bir proje olmak zorunda. Dolayısıyla bu alanın bütün olarak çalışılması gerekiyor. Burada her bir değirmen özel mülkiyet ve farklı kişilerce mülkiyeti var. Bu bütüncül proje bu anlamda hayata geçemiyor” diye konuştu.
‘BÜTÜN ALANIN ÇEVRELENİP, KORUMA ALTINA ALINMASI GEREKİYOR’
Gamze Türk Oğuz, “Bunu geçmiş dönem Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras başkan bu çalışmayı başlatmıştı. Yel değirmenleri sahiplerini bir araya getirmişti. Bütüncül projeyi başlatmak üzere toplantı gerçekleştirmişti. Burada koruma amaçlı bir imar planı çalışması söz konusu ve bu plan çalışması şu an yürüyor. Plan çalışması bitmeden burada herhangi bir koruma amaçlı bir proje yapılamaz. Bu planın hızlandırılması gerekiyor ki bir sonraki aşamaya geçilsin. Bodrum’un en önemli kültür varlıklarından birini tüm kentin siluetini etkileyen bir yapıdan bahsediyoruz. Bir an önce ayağa kaldırılması gerekiyor. KTA alanı sınırları gerçekten bir koruma altına alınmalı. Burada tehlike arz eden cam kırıkları var. Hem insanların kendi can güvenlikleri için hem de yapılar için tehlike. Çünkü yapılar da insanların tahribatına maruz kalıyor. Her iki durum içinde bütün alanın çevrelenip koruma altına alınması gerekiyor” dedi. (DHA)